biz geldik/yurtdışından türkiye'ye evcil hayvan getirme

bu yazıyı 4 gün önce yazmaya başladım. geleli 6 gün oldu. çocukla yolculuk yapmak, misafir olmak ve kolilerin, bavulların arasında ne neredeydi diye arayarak yaşamak zor. ancak fırsat bulabildim.

bu yolculukta bizi en düşündüren şey hulusi'ydi. türkiye'de kurumlarda birinin söylediği bir diğerini tutmadığı için(ki buna kedileri irlanda'ya götürme sürecinde çokça şahit olduk) belgelerimiz tam mı, son dakikada uçağa almamazlık ederler mi, gümrük kontrolü istanbul'da mı izmir'de mi yapılacak, istanbul'da olur da uzun sürerse izmir aktarmasını kaçırır mıyız kuşkularıyla uçağa bindik.

kucakta taşımak gerçekçi olmadığı için güneş'e de koltuk aldık. bu sayede bagaj hakkımız da biraz olsun arttı. oğlanı da biraz burak biraz ben idare ettik. ister kucakta otursun ister koltukta çocuklarla yolculuk yapmak zor. önceki geceden de uykusuz olduğum için uyuklaya uyuklaya yolculuğu atlattık. kucakta bebek olunca uyuklamak hiç zevkli olmuyor. tam dalacakken insan irkiliyor. çocuk kucağımdan kayıp düşecek diye ağız tadıyla uyuklayamadım bile. en başta slingi taktım daha rahat olur diye düşündüm ama uçağın içi 55 derece falan olduğu için slingle de duramadık.

dublin'de evden 8.30 gibi çıkmıştık. izmir'de uçaktan indiğimizde akşam saat 9.15'ti. türkiye'den amerika'ya, kanada'ya çocukla yolculuk yapana allah sabır, güç kuvvet versin :) bavulları beklerken burak kayıp eşyaya evcil hayvanların nereden teslim edildiğini sormaya gitti. "bekleyin biraz sonra arkadaşlar getirir" demişler. gerçekten de 3-5 dakika sonra bir görevli elinde hulusi'yle çıkageldi. kedi bekleyen var mı diye bağırdı. ben bekliyorum diye atıldım. hulusi'nin taşıma kabını yere bıraktı, kimliğime bile bakmadan döndü gitti.

ne aşı kartına, ne burak'ın şehirlerarası yolculuk yaparak aldığı evcil hayvan ithalat belgesine, ne de türkiye gümrüğünün mutlaka yolculuktan önceki 48 saat içinde alınmalı diye direttiği "yolculuk yapmaya elverişlidir" içerikli sağlık raporuna kimse bakmadı. hulusi irlanda'dan türkiye'ye tıpkı bir bavul gibi geliverdi.

aktarmada kağıt kahve bardağını keserek su vermişler, çabayı takdir ettim. biz evden çıkmadan önce taşıma kabının içine çocukların alt değiştirme matlarından sermiştik, epey işe yapamış. kutusunun içinde çiş birikintisi yoktu, hepsini emmiş. hulusi'nin de neşesi yerindeydi. doğru bir karar vermişiz. birlikte yolculuk yaparak 1100 euro kar ettik. eğer uçakla getiremeyip kargo ile pet taşıma hizmeti kullansaydık yalnızca istanbul'a kadar taşıma için 1100 euro ödememiz gerekecekti. onca işin gücün arasında izmir'den istanbul'a hulusi'yi almaya gitmemiz gerekecekti. yolcu beraberinde uçakla taşıma için thy'ye hulusi+taşıma kabı kadar fazla bagaj ücreti ödedik.

google'da arama yapıp bu yazıya ulaşan evcil hayvan sahipleri olursa, sizden istenen belgeleri eksiksiz tamamlayın. kedinizin köpeğinizin kuduz ve parazit aşısını yaptırın. sağlık raporlarını veterinerinizden alın. nasılsa kontrol etmiyorlar diye düşünmeyin. burası türkiye, kimin neyi ne zaman konrol edeceği hiç belli olmaz.