6 Kasım 2015 Cuma

kedilerde depresyon/bunama


güneş'in doğumundan beri değilse de güneş aşağı yukarı 1 yaşından beri coşkun'un davranışlarında değişiklikler olmaya başladı. güneş bebekken onlarla etkileşime geçemediği için rahatsız olmuyorlardı. emekleyip yürümeye başlayınca evde birinin daha olduğunun farkına vardılar. özellikle coşkun. hulusi daha sosyal olduğu için güneş'in bebekliğinden beri hep yanıbaşındaydı, çok kolay kabul etti.

eskiden coşkun hulusi'ye göre daha uslu, terbiyeli ve daha sakindi. mamasını yer, kendini sevdirir, tırmalama kütüğünün en üstüne çıkıp yatar, açıkta ciğer kavurma bıraksam dönüp bakmazdı. tamam, açıkta ciğer kavurma falan bırakmıyorum, hayatımda ciğer kavurmuşluğum yok. zaten kedi maması hariç eve ölmüş hayvandan elde edilen bir yiyecek maddesi girmiyor ama açıkta kedilerin de yiyebileceği şeyler hep oluyordu.

sevdikleri bir yemek yapsam, bezelye, haşlanmış brokoli, nohut kokusu duysalar yanıma gelip miyavlıyor, bacaklarıma sürtünüp istiyorlar, ben de veriyorum. hep verdim. bazen biz ortalıkta yokken hulusi'nin de coşkun'un da birşeyler aşırdığı oluyordu ama önemsemiyordum. yemek için değil ama oynamak için ekmek çalıyorlar genelde, açıkta bulursa affetmiyorlar. e avlanma içgüdüleri var sonuçta normal karşılıyoruz. ama böyle ufak tefek şeyler dışında sofra kurarken falan kediler masanın üstüne çıkar mı, birşeyler çalar mı diye endişe etmek aklıma bile gelmiyordu. mutfağımız açık mutfak, kapısı bacası yok. şu son birkaç aydır kapısı olan bir mutfağı öyle çok hayal ediyorum ki!

coşkun önce kilo vermeye başladı. çok kilo verince, sık sık ishal olunca kan tahlili, hatta kaka tahlili yaptırdık. karaciğer, böbrek hepsi normal, veteriner birşey bulamadı. uzun zamandır hassas olan midesi her mamayı kolay kolay kabul etmiyor, en küçük bir değişiklikte ishal oluyor, iyi ihtimal kusuyor. bebeklikten beri laktoz alerjisi de var. 2 yudum süt yalasa hemen ishal oluyordu. zaten hiç süt vermiyoruz. önceleri peynirden etkilendiğini farketmemiştim arada sussun ve uzaklaşsın diye küçük birşey veriyordum. peynirin de hasta ettiğini farkettiğimden beri onu da hiç vermiyorum. ama deli gibi istiyor. verene kadar acı acı miyavlıyor. sabahları kahvaltı hazırlarken neredeyse elimden alacak, üstüme tırmanıyor.

hiç girmediği yerlere giriyor, eskiden yatmayı sevdiği yerlere ise uğramıyor.
eskiden girmelerini istemediğim bir oda, çıkmalarını istemediğim bir kapı olduğunda ellerimi çırpmam yeterli oluyordu. 1-2 şakşak yapınca sandalyeme oturmuşsa iner, yerimi bana geri verirdi. şimdi şişşşt pişşşt diyorum, adını yüksek sesle söylüyorum, korkup kaçsın diye üstüne yürür gibi hamle yapıyorum tık yok. umursamıyor. çoook rahat ve umursamaz tavırlarla süzüle süzüle mutfak tezgahında dolaşıyor, oradan masaya geçiyor. hiçbir şey, hiç kimse umrunda değil.

tabi durum vahim olduğundan ortada birşey bırakmıyorum. yenebilecek ne varsa dolaplarda. ama hiç birşey bulamazsa yemek yediğimiz tabakları yalıyor. 5 dakika dinleneyim, çay keyfi yapayım sofrayı sonra kaldırırım deme lüksümüz yok. yemek yaparken ya da yerken çocuklardan biri ağlasa, başka odaya gitmem gerekse önce apar topar herşeyi toplayıp sonra koşuyorum. dalgınlıkla unutsam ya da aman şimdi uyuyor, uyanıp da yemeğimi yiyecek hali yok heralde diye tabağımı kaldırmadan çocuğa koşsam döndüğümde coşkun'u masada buluyorum. ayy yazarken bunaldım. bana göre temel sorun yine de çalması değil. kendi maması dışında yediği her şeyden sonra kusuyor olması. daha 3 gün önce kusmuk temizlemekten bıktığım için bir halı attık. neyse daha fazla dağıtmayayım. tüm bu kilo kaybı, davranış değişikliği gibi şeyleri ben hep çocukların doğumuna bağlamıştım. kediler en çok ev değişikliğinden, evde yeni birinin yaşamasından, yeni bebekten falan etkileniyorlar çünkü. eskisi gibi ilgilenemediğim için depresyona girdi diye düşünmüştüm. (hoş çocuklar yüzünden depresyona girmiş olsa da yapabileceğim bir şey yok. kendimi paralasam 2 yaşın altındaki iki bebeğe tek başına bakarken coşkun'la eskisi gibi ilgilenemem.)

internette bununla ilgili araştırma yaparken kedilerin özellikle 11-12 yaşından sonra davranış değişiklikleri gösterdiğini, bir nevi bunadıklarını okudum. coşkun şu an 13 yaşında. benim gönlüm yaşlı demeye elvermiyor ama türkiye'deki veterinerler 7 yaş sonrasını yaşlı kabul ediyor. buradakiler, genel olarak batı dünyası diyeyim 10-12 yaş sonrasını yaşlı kabul ediyorlar. depresyon mu, bunama mı, yoksa bulamadığımız bir hastalığı mı var bilmiyorum ama çocuk günden güne eridi bitti. uzun zamandır yediği kuru mamayı bile kusar hale geldi. 2 gündür eskiden beri çok sevdiği(annemin yapıp getirdiği) tarhana çorbasıyla besliyorum. anneanne çorbası işe yaradı gibi görünüyor :) kusma yok, 200 gr almış.

burak bugün veterinere götürdü, gastrointestinal mama vermişler. salı günü tahlil için yine götürecek. umarım bu kez neden kilo verdiğini bulurlar da coşkun coşkulu günlerine geri döner. daha çok erken. gitmesine hiç hazır değilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen de fikrini paylaş!