18 Ocak 2014 Cumartesi

hamilelik-2


hamileliğimde 39. haftanın içindeyim. buradaki uygulamaya göre şu ana kadar 4 kez kadın doğum uzmanı tarafından muayene edildim. bunlar 1-2 dakikalık ultrason değerlendirmesi, tansiyon ölçümü ile ancak 5 dakikayı bulan muayenelerdi. toplam 2 kez kan tahlili, 4 kez de idrar tahlili yapıldı. hamileliğin başlarında kendimi doktor kontrolünde hissetmesem de sonrasında alıştım. şimdi türkiye'deki uygulamalar ve doktor ziyaretlerini aşırı ve anlamsız buluyorum. riskli risksiz her hamileye yapılan şeker yükleme testleri, 2'li test sonucu normal çıkmasına rağmen 3'lü tarama testi yaptırmak, 35'ini geçen her hamileye amniyosentez uygulamak, anne 3-5kg fazla aldı diye strese sokmak çok acımasızca geliyor. türkiye'de olsaydım şimdiye kadar aldığım 27kg yüzünden doktorlar tarafından epey strese sokulurdum diye düşünüyorum. iyi ki burdayım :)


2-3 hafta kadar önce hastanenin ücretsiz verdiği doğum öncesi kursunu bitirdik. dersin ilk yarısına ebe ikinci yarısına fizyoterapist giriyordu. doğumun başlangıç ve evrelerini, hastaneye ne zaman gitmemiz gerektiğini, anestezi ve ağrı azaltıcı yöntemleri ve yan etkileri ile bunların ne zaman kullanılabileceğini, doğum pozisyonlarını, emzirmenin faydalarını öğrendik. son derste hastaneyi; sancı ve doğum odalarını gezdik. anlatılan çoğu şeyi bilsem de kursu faydalı buldum. özellikle eşleri olaya dahil etmek açısından yararlı bir uygulama. zaten dersler boyunca erkekler kadınlardan daha fazla soru sordu. hastanenin ücretsiz verdiği bu tip başka kurslar da var: sigara içen hamileler için sigara bırakma, hamilelikte beslenme, emzirme, 2. ya da 3. çocuklarını doğuracaklar için hatırlatma kursları gibi.

burada türkiye'deki gibi doğum yöntemi seçme diye bir şey yok. ancak annenin ya da bebeğin hayatı tehlikeye girerse sezaryen yapılıyor. bu da ancak doğum sancıları başladıktan, sancı başlamadıysa suni sancı verildikten, amniyo sıvısı kendiliğinden ya da müdehaleyle geldikten sonra vakum ya da vantuz kullanılmasına rağmen doğum gerçekleşmezse yapılıyor. ebenin söylediğine göre bu bekleme süreci 12-16 saati buluyormuş. bebek doğacak kadar açılma olmadıysa, enfeksiyon riski varsa ve bebek kakasını yaptıysa sezaryene başlanıyormuş.

hastanenin istatistiklerine göre kadınların %70'i epidural anestezi alıyormuş. eşler ya da partnerler sancı ve doğum sırasında birlikte kalıyorlar. partnerlerin doğuma giremediği tek durum var o da  genel anestezili sezaryen.

suyumuz evde gelirse temiz bir kaba örnek alıp hastaneye götürmemizi söylediler. hamilelikle ilgili bir sürü doktor sitesini ve forumu okumama rağmen türk web sitelerinde okumamış ya da yakınlarımdan duymamıştım. türkiye'de gerekli olduğuna inanılıp sıkça uygulanan fakat burada hiç bahsedilmeyen şey ise çatı muayenesi dedikleri şey. okuduklarıma göre, doğumdan haftalar önce yapılan çatı muayenesinin bir anlamı yokmuş. çünkü zaten çatı dedikleri pelvis kemiği doğum başladıktan sonra açılıyormuş. doğum sancısı başladıktan sonra çatının dar ya da normal olduğuna karar verilebilirmiş. halbuki türkiye'de bir sürü kadının senin çatın dar normal doğuramazsın dendiği için sezaryen yapıldığını biliyorum.

bir de bebeğin dönmemesi olayı var. haftalar öncesinden dönmediyse, çoğu bebek doğumdan birkaç gün önce baş aşağı pozisyonu alıyormuş. bebek, doğum sancıları başladıktan sonra da dönebilirmiş. doktor ya da ebe tarafından masaj ve karna belli bölgelere uygulanan baskıyla bebek döndürülebilirmiş. tüm bu seçenekler elenmeden sezaryen yapılmıyor.

normal doğum yapanlar 3, sezaryen operasyonu geçirenler 6 gün hastanede kalıyor. hastanede kalış süresi bana uzun geldi. daha erken ayrılma imkanı varsa 3 günü hastanede geçirmem sanırım.

önümüzdeki hafta sonu 40 hafta dolacak. 40 hafta dolmadan önce bir kez daha doktor kontrolüm var. umarım bu son doktor randevum olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen de fikrini paylaş!