3 Aralık 2015 Perşembe

memleketin çivisi çıkmış

yeni bir beddua buldum. artık beni sinir eden biri olursa "kolin gümrüğe takılsın inşallah! ukim başakşehir yollarında ayaklarına kara sular insin, telefonları açsınlar diye beklerken telefon kulağına yapışsın, paketim gümrüğe takılacak mı korkusundan uykuların kaçsın" diyeceğim.

taşınıyoruz ya e şehirler arası taşınır gibi özkardeşler evden eve taşımacılık şirketinin kamyonlarıyla taşınmıyoruz tabi. kıyafetleri, kitapları, benim fimo malzemeleri, kartlar vs, çocukların oyuncağı ve 3-5 parça çok sevdiğim fincan, tabak gibi şeyleri kolilere koyup gönderiyoruz. topladıkça, birer birer gönderiyoruz ki hem bir anda iş yükü olmasın hem de ev biraz hafiflesin de kalan eşyayı göreyim, ev koliyle dolup taşmasın.

bir yandan da dolaplar, çekmeceler boşa çıktıkça satıyoruz. burada 2. el mobilyalar çok rağbet görüyor. adverts.ie diye bir site var evde fazlalık ne varsa satabiliyor ya da bedavaya verebiliyorsunuz. evin eşyasını satıp borç ödeyen kumarbaz kocalar gibi burak günaşırı evden kah bir sandalye, kah bir şifonyer eksiltiyor. çok güzel sistem keşke türkiye'de de olsa.

neyse, kolileri postaneden gönderiyoruz. burada pek açıp bakmıyorlar. gönderen, gümrük formuna paketin içinde ne varsa yazıyor. 1 günde paket irlanda'dan çıkıp türkiye'ye gönderiliyor. istanbul başakşehir'de bulunan ukim'de (uluslararası kargo işleme merkezi) artık keyfe keder siz deyin 10 gün ben diyeyim 15 gün bekledikten sonra paketler gümrük kontrolünden geçiyor. gümrükten çıktıktan sonra dağıtıcıya veriliyor. oh diyoruz bir haftaya kadar teslim edilir. bir paketin istanbuldan izmir'e gelmesi ortalama bir hafta sürüyor. kargo takip sayfasında zimmet alındı, torbaya eklendi, geliş kaydı yapıldı, torba kapandı, dağıtıma çıktı gibi işlemler oluyor ve nedense bu işlerin her biri bir koca gün sürüyor. gene de paket teslim edildiğinde annemler bir yandan biz bir yandan gözlerimiz yaşararak sevinçten birbirimize sarılıyoruz.

gene böyle paketin artık ulaşmasını beklediğimiz günlerden bir gün anneme bir telgraf gelmiş. "yurtdışından adınıza gelen pakette ilaç ve kozmetik olduğu için kargoyu teslim edemiyoruz. ya gönderene geri gönderilecek ya da kimlik fotokopinizle birlikte bir fax göndereceksiniz yasaklı ürünleri gümrüğe terk edeceksiniz, geri kalan eşyayı size göndereceğiz" diyorlar. ancak gönderdiğimiz kolide kozmetik yok, ilaç yok. ama bunu kime, nasıl anlatacağız?

ptt'nin sitesinden telefon numaralarını bulup müşteri hizmetlerini aradım, biz bakmıyoruz gümrüğü arayın dediler. ukim telefonlara yanıt vermiyor. ya hep meşgul ya da bekleyin operatöre bağlayacağız diyorlar. bekleyince, operatörler meşgul deyip telefonu kapatıyorlar. saatlerce aradım ulaşamadım. bilgi edinmeye dilekçe yazdım email gönderdim. annem kolinin gümrük muayeneye tekrar alınmasını isteyen bir faksı 4-5 saat uğraştıktan sonra çekebildi çünkü faks da hep meşgul.

bir yanda ben artık şu adrese taşındım eski adresime gelen mektupları yeni adresime yönlendirin deyince sektirmeden hizmetini sürdüren, yıllardır takip numarası falan olmadan çin'den, amerika'dan, kanada'dan, ingiltere'den yüzlerce euroluk paketleri 3 günde teslim eden irlanda postası, diğer yanda 20'şer kiloluk taşınma kolilerinde 1 ruj, 1 tablet ilaç bulurum umuduyla eşyaları darmaduman edip kolilere geri tıkıştıran; ne olduğunu anlayamadığı şeyi arayıp sormak yerine kozmetiktir/ilaçtır bu diye geri gönderen, insanları yüzlerce liralık zarara sokan türkiye postası.

x-ray cihazları yok mu bu gümrükçülerin? bomba ararsın anlarım, kesici alet, patlayıcı bir şey olsa tamam da benim giyilmiş ayakkabımın, kahve içtiğim kupanın, yirmi yıllık hırkamın olduğu koliden ne istiyorsun? hoş kozmetik olsa ne olur ya, hangi çağda yaşıyoruz? gözüme süreceğim farı nereden alacağımı sana mı soracağım? türkiye kuzey kore oldu da haberimiz mi yok?

bunca şeyden sonra paket teslim edilirse çok şaşıracağım. emailleri ya da faksları okuduklarına bile inanmıyorum. koliyi geri gönderebilme becerisi gösterebilecekler mi onu merak ediyorum sadece.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen de fikrini paylaş!