4 Şubat 2015 Çarşamba

kyla güneş 11 aylık

kyla güneş'in 11 aylık yazısını zamanında yayınlayamadım. son 4 ayı türkiye'de geçirdiğimiz ve ocak ayında döndüğümüz için toparlanma, bavul yerleştirme, yeni türkiye'nin süper muhteşem havayolu thy yüzünden türkiye'den irlanda'ya aktarmada konaklamalı, bavul kaybetmeli 2 gün süren perişan bir yolculuk ve yolculuk sırasında kaptığımız grip, sonrasında da eve yerleşme süreci nedeniyle ancak fırsat bulabiliyorum.


bu ay kızım için büyük bir değişiklik oldu. sürekli kendisiyle ilgilenen anneanne/dede ve sık sık gördüğü kuzenler ve teyzeden oluşan kalabalık aile, yerini yine çekirdek ailemize bıraktı. kalabalık ailede çocuk büyütmek kolaymış. evde hep birileri olduğu için insan yemek, tuvalet, duş alma gibi temel ihtiyaçlarını ertelemek zorunda kalmıyor. güneş'i anneme bırakıp sinemaya(en son hamileyken sinemaya gitmiştik. onda da film boyunca oturmaktan bacaklarım rahatsız olduğu için filmi bitiremeden çıkmıştık) alışverişe bile gittik. bu basit şeyler başka bir ülkede yaşarken evi kameralarla donatmadan ve çok güvendiğiniz bir bakıcı bulmadan asla yapılamayacak şeyler.


 kızımın artık çok net istekleri var. sıkıldığında, bunaldığında ve nihayetinde ağladığında onu güldürebilecek tek şey(tabi ki memeden sonra) hande yener! hande yener'in sesini duyunca ya da klibini görünce yüzünde bir gülümseme oluşuyor, çocuk resmen huzura eriyor. her sıkıştığımızda açıyoruz, o sırada ağlıyor olsa bile bir yandan dans ediyor. başka popçular aynı etkiyi yaratmıyor. hande yener'in şarkılarıyla dans ettiği birkaç video çektim. kızım ilerde metalci falan olursa, ergenlik çağına gelince bana kafa tutmaya başlarsa aleyhinde delil olarak kullanacağım :)

hiç beklemediğimiz anlarda bazen kelimelerimizi tekrar ederek bizi şaşırtsa da gel ve git kelimeleriyle bütün ihtiyacını karşılıyor. istediği bir şeyi gel diyerek çağırıyor; oyuncak, meme, su ya da kucağına gitmek istediği biri, her şeyde işe yarıyor. istemediği, beğenmediği biri ya da bir şey olursa da git diyerek kovalıyor. şimdilik bu kadarı işini görüyor.

el sallamayı zaten biliyordu, bu ay öpücük atmayı da öğrendi ama sadece istediği zaman yapıyor. yüzük, kolye gibi şeylerin cici olduğunu öğrendi, görünce "cic" diyerek gösteriyor. daha küçükken ikimiz yapıyorduk, şimdi fış fış kayıkçıyı söyleyince bebeğinin ellerinden(tamam bazen ayağından) tutup ileri geri sallanarak dans ediyor. küçük nesneleri (mandal ya da plastik geometrik şekiller vb) kutunun ya da sepetin içine atmayı öğrendi. oyalamak istediğimde halının üzerine döküp toplatıyorum, son tanesine kadar topluyor. benim için çok faydalı bi buluş oldu.

kitapları, dergileri çok seviyor. tek tek sayfalarını çeviriyor. hiç zarar vermeden bakıp bırakıyor. kitaplığım için endişelenmeme gerek kalmadı.

türkiye'deki tatil boyunca beni süründüren uyku problemi eve gelince bitti. uykusu gelince yatağına koyuyoruz, ortalama 5-10 dakika söylendikten, mızıkladıktan sonra uyuyor. geceleri 1-2 saatte bir uyanma alışkanlığı da yok oldu. çok mutluyum. aylardır, hatta 1 yıldır ilk kez aralıksız 6 saat uyudum.

genelde kaşık görünce ağzını açıyor, yemeye meraklı ama son günlerde hasta olduğu için iştahsız. birkaç gün içinde iştahı da geri gelir sanırım.

her an yeni bir dişi çıkmak  üzere. damakları sürekli şiş. bu diş çıkarma süreci aralıksız birşey sanırım. biri bitince diğeri başlıyor. azıcık mola verse iyi olurdu. kemirme/ısırma halkaları, diş jelleri vs. pek işe yaramıyor. biz huzuru grissinide bulduk. arı marka zeytinyağlı grissiniler epey sert, içinde zararlı birşey de yok. kemirmek için ideal.

coşkun ve hulusiye ilgisi büyük, sürekli inceleyip peşlerinden emekliyor(bazen mamalarının tadına bakıyor) ama elimden geldiği kadar uzak tutmaya çalışıyorum. henüz okşamayı bilmediği için severken tüylerini yoluyor. mülayim kedilerim çok sevgi dolu olduğundan seslerini çıkarmıyorlar, hoş görüyorlar. her seferinde nasıl sevilmesi gerektiğini gösteriyorum. umarım yakında öğrenecek.

bu ay kilo ve boy ölçümü gümbürtüye gitti :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sen de fikrini paylaş!