dublin' in yolları taştan...

nereden başlayacağımı bilmiyorum. giriş yazısında dediğim gibi sevdiğim fotoğrafları ayrıntılarıyla paylaşmak, bu blogu açma nedenim. o yüzden önceliği, çekerken "türkiye'de olsa nasıl olurdu" diye düşünerek ve yanıtını hayal bile etmek istemediğim fotoğraflara vermek istiyorum.

burada hasbelkader tanıştığım türkler genelde burada olmaktan şikayetçi. havası, suyu, küçüklüğü, çeşitsizliği(?), yemekleri, yalnızlık falan da filan. hem burada sevilecek ne var diye merak edenlere, hem gezip görmek isteyenlere, hem de türkiye'deki akraba/arkadaş topluluğunun "orada neler gördün" anlat bakalım sorusuna cevaben yazılmış olacak bütün yazılarım.

burada sokaklarda, fotoğraftaki üç abla gibi plaj kıyafeti modunda kıyafetlerle gayet rahat ve güvenli bir şekilde dolaşmak mümkün. gece ya da gündüz farketmez; market alışverişi sonrası ya da bir bar çıkışı olabilir. bu şekilde giyindiğiniz için tacize, tecavüze uğrama ihtimaliniz; kot pantolon ve tişörtle dolaşırkenki tacize ve tecavüze uğrama ihtimalinizden yüksek değildir. taciz, abartılı bir kelime gibi gelebilir ama kullandığım tabir, el ya da sözü kapsamadan sadece bakışlarla tacizi de kapsıyor. hani yolda yürürken karşıdan gelen kişi önce yukardan aşağıya iyice bir süzer, siz onu geçtikten sonra bir de arkadan süzer. hatta cesaret edip arkanıza dönerseniz gözgöze de gelirsiniz. işte burda o yok. bu ablalar bu halde istiklal caddesinde yürüseler nasıl olurdu acep?